
Seyahat - Makale
Anadolu'nun Tarihi Mirasları: Sardes Antik Kenti
Seyahat - Makale
Bontena Seyahat
Dünya tarihinin en önemli devletlerinden biri olan Lidya devleti, parayı ilk basan devlet olarak tanınır. Hem tarım ve hayvancılık hem de Paktolos çayından çıkartılan altının kente kattığı zenginlik kelimeler ile anlatılamaz. Tarihte zenginliğin en büyük simgelerinden olan ve adı zenginlikle eş değer olarak görülen Karun'un doğduğu ve yaşadığı yer Sardes'tir.
Sardes kenti, Lidya Devleti döneminde en ihtişamlı dönemini yaşamıştır. Bununla beraber, M.S. 7. yüzyıla kadar da önemli bir ticari merkez olmaya devam etmiştir. Doğu ile batıyı bağlayan yol üzerinde bulunan Sardes, ulaşım ve taşımacılığın durak noktası olarak ticaret anlamında çok önemli bir şehir konumunda olmuştur.
Sardes Kilisesi, Hıristiyanlığın batıya doğru yayılması sırasında kullanılan batı Anadolu topraklarındaki 7 kiliseden birisidir ve bu da şehri dini açıdan önemli bir yer haline getirmiştir.
Şehir kent planlaması konusunda çok gelişmiştir. Mezopotamya sınırları dışındaki en büyük koruma duvarlarına sahiptir. Bunun yanında, günümüze kalabilmiş en önemli İon tapınaklarından birisine de ev sahipliği yapmaktadır.
Sardes Antik Kenti'nin yakınlarında Marmara Gölü'nün güneyinde yer alan Lidya tümülüs mezar alanı olarak anılan Bin Tepeler, dünya genelindeki en büyük tümülüs alanıdır. M.Ö. 5 ve 6. yüzyıllarda peyzaj ve şehir düzeninin en önemli kalıntılarından olan Bin Tepe, Sardes şehrinin Kraliyet mezarlığı olarak günümüze kadar kalmış bir tarihi anıttır.
Sardes kentinden başka günümüze Lidya devleti ile bağlantılı herhangi bir şehir kalıntısı kalmamıştır. Sardes, sikkeyi bulmaları, ticaretin çok ileri olması ve zenginliği ile tarihin en önemli kentlerinden birisi olan bir Anadolu mirasıdır.